bir yaradanın kasık ağrısıydım ilkin,
tohumlandım uyluklarında
bir yaradanın göbek bağıyla bağlandım hayata
kesilince göbek bağım, patladım tazecik bir ciğerde
can buldum o bedende…
can sütüyle beslendim, bir annenin meme ucunda
taştım, çağladım, çoğaldım…
küçücüktüm… büyüdüm… kocaman oldum derken kocaldım
ağırlaştım – yavaşladım, ağırlaştım – yavaşladım…
durduğumda toprağın altındaydım
gökyüzü ve toprağın sıcağında yeniden başladım
buhar oldum, bulutlarla dolaştım
yağmur oldum yine toprağa kavuştum
çürüyen bir yaprağın hamuruyla yoğruldum
bir solucan oldum, kıvrılarak topraktan çıktım
yavru bir kuşun ağzına sıkıştım,
kursağından geçtim, dışarı çıktım
bir ağacın özsuyun(d)a saklandım
karanlık ormanların koynunda sislere karıştım,
tam kayboldum derken dağların doğurduğu güneşin ışığında
yeniden yolumu buldum
kral kelebeğinin kanatlarına tutundum,
güneşe koşan tayın ciğerlerinde sıkıştım,
gökteki kartalın keskin gözlerine yerleştim
ve o gözlerden tekrar baktım;
girdiğim bütün kılıklara, canlara, toprağa, dünyaya…